17 Ocak 2013 Perşembe

Geçmişin İzleri

          Kitap yazıyorum, dedim.. Konusu ne, diye sordu.. Sen, dedim.. Boşuna yazma, dedi. Konu o olunca kitabın asla tutmayacağını düşündü..
          Yazarken asıl amacın, bunun tutup tutmaması olmadığını anlayamadı asla. Bir şey yaparken, bir şeyi başarmaya çalışırken amacımın, heyy bakın ben başardım, demek olmadığını anlamadı..
          Ya beni gerçekten hiç tanıyamadı, ya da kendisi gibi sandı.. Bilmiyorum..
          Aslında o değil ki benim roman kahramanım... İçimde öyle birini büyüttüm ki ben, ne ona benziyor, ne de başka birine.. Aşk, sevgi, belki alışkanlık, belki tutku.. Adı her ne olursa olsun, bir insan varsa eğer düşündüğünüz, bu asla gerçekten karşınızda duran kişiye benzemez..
          Benim sevdiğim de ona benzemiyor aslında, ben ondan çok sevgimi büyüttüm içimde..
          Eskiyi unutamayan, paranoyak zavallıya dönüşenlerle dalga geçerken, tam da o hale gelen zavallılardan biriyim işte.
          Ama kendimi onun yanındayken düşünüyorum, onun yanında ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum ve ben o halimi çok seviyorum..
          Özlenen aslında o değil, aşk değil, sevgi hiç değil... İnsan en çok kendini özlüyor.. Onun yanındaki kendini.. Onun yanında hissettiklerini..
          Eski sevgiliye özlem değil bu, eskiden hissettiklerime özlem sadece...

1 yorum: